1- Muhteşem Lig’de şampiyon muhakkak oldu, Trabzonspor uzun müddet beklediği zaferini nihayet ilan etti. Bordo mavililerin şampiyonluğu 3 hafta erken ilan etmesini ve İstanbul kadrolarının bu kadar geride kalmasını bekliyor muydunuz? Yaşananlar olağan mi?
MEHMET ARSLAN: DAHA EVVEL OLMALIYDI
Trabzonspor Lideri ve hocası tüm konsantrasyonlarını saha içine yöneltti. Taraftar baskısına bile boyun eğmediler ve kadrosu tüm polemiklerden uzak tuttular. Bir de 3 büyüklere bakın… Hakem, TFF, medya, herkesle hengame ettiler. Bu türlü bir ortamda Trabzonspor’un şampiyonluğu hiç de sürpriz değil. Ben daha erken bekliyordum. 3-4 hafta evvel bile ilan edebilirlerdi şampiyonluklarını.
UĞUR MELEKE: TAKIM iSTiKRARI BiLE YETTi
Galatasaray’ın tahminen bu yılki takımı şampiyonluk yarışı yapabilecek kalibrede değildi lakin Fenerbahçe’yle Beşiktaş’ın bu kadar geride kalmaları olağan değil. Fenerbahçe Pereira ile çok vakit kaybetti. Beşiktaş da esasen üç farklı teknik adamla çalıştı ve Amerika’yı daima tekrar keşfederek geçirdi dönemi. Trabzonspor yalnızca teknik adam ve takım istikrarıyla bile fark yaratmayı başardı İstanbullu rakiplerine karşı. Başakşehir’in takımı âlâ fakat onlar da Trabzon’a yenilerek ve peşinden Visca’yı satarak havlu attılar esasen.
GÜNTEKiN ONAY: BEŞiKTAŞ ŞAŞIRTTI
Trabzonspor’un şampiyonluk yarışında en güçlü adaylardan birisi olmasını alışılmış ki bekliyordum. Lakin şaşırtan olan 3 kupalı şampiyon Beşiktaş’ın Miralem Pjanic, Michy Batshuayi, Alex Teixeira üzere transferlere karşın bu kadar geride kalmasıydı. Fenerbahçe, Vitor Pereira tercihi ile kusur yaptı. Galatasaray’ın ise şampiyonluğa oynayacak kalitede bir takımı zati yoktu.
2- Bir tarafta yeni bir hocayla yeni bir sistem oturtmaya çalışan Beşiktaş, başka tarafta son 11 maçta 31 puanlık harikulade bir performans gösteren Fenerbahçe… İki kadronun son durumları ışığında pazar günü nasıl bir derbi bekliyorsunuz? Favoriniz kim?
UĞUR MELEKE: TOPUN KiMDE OLACAĞI Aşikâr
Uzun vakittir bir derbiye bu kadar farklı iki oyun stratejisiyle gelen bir Fenerbahçe ile Beşiktaş izlememişizdir herhalde! Fenerbahçe’nin oyununun kalbi orta saha iken, Beşiktaş merkezi transit geçen direkt bir anlayış içinde. Fenerbahçe seri pas trafikleri ve dominasyon ararken, Beşiktaş 3-4 pasla ve direkt kaleye gitme uğraşında. Pazar günkü maçta muhtemelen Fenerbahçe topa bir tık daha fazla sahip olacak ve lakin bu hangi teknkik yöneticinin işine gelecek, izlemeden iddia etmek nitekim güç.
GÜNTEKiN ONAY: BEŞiKTAŞ Konutunda DAHA güzel
Derbi Kadıköy’de oynanacak olsaydı rahatlıkla favori Fenerbahçe diyebilirdim. Sarı lacivertliler son haftalarda formda ve moralli lakin Beşiktaş konutunda derbi kaybetmiyor. Her ne kadar savunmada Valentin Rosier ve Francisco Montero üzere iki kıymetli oyuncu oynamayacak olsa da ben derbide şansların eşit olduğunu düşünüyorum. Maç içi değişkenleri derbinin bahtını belirleyecek.
MEHMET ARSLAN: FENERBAHÇE FAVORi
Doğrusu İsmail Kartal ile devam edilmesi fikrine karşıydım. Fakat onun hürmet duyulacak başarısı beni bile etkiledi. Bu dönemin en iştahlı, en inanç veren futbolunu oynuyor Fenerbahçe. Bu bakımdan tebriklerim İsmail Kartal’a. Derbiye gelince… Benim iddialarımın tutma mümkünlüğü sıfıra yakındır. Lakin yeniden de fikrimi söyleyeyim; bol gollü bir Fenerbahçe galibiyeti bekliyorum. Zira formda olan ekip şu an onlar.
3- G.Saray’da herkes Torrent’i eleştiriyor. O da, “Kaybedince daima antrenör suçludur” diyerek sorumluluğu kabul etti. Pekala yalnızca Torrent mi hatalı? Bu tabloda futbolcuların hissesi yok mu?
GÜNTEKiN ONAY: BU EKİPLE ASLA BAŞARAMAZ
Galatasaray’ın takımı düzgün değil. Dönem başında testi kırılmadan evvel de bunları yazıyordum, söylüyordum. Orta saha son derece yetersiz, forvet istikrarsız. Torrent değil, Ancelotti gelse dahi bu ekiple mükemmeller yaratamazdı, bu kabul edilmesi gereken bir gerçek. İşin doğrusu bu olumsuz tabloyu Torrent’in üstüne yıkmak da yanlış olur. Bu takım kalitesiyle Galatasaray şampiyonluğa oynayamazdı lakin oyun kalitesi ve istikrar daha üstte olabilirdi.
UĞUR MELEKE: KALiTESi RAKiPLERiNiN ALTINDA
G.Saray’ın takım kalitesi yarıştığı rakiplerinin altında. F.Bahçe’de ülkü orta saha üçlüsü Crespo-Zajc-Mert, alternatifleri Gustavo-Sosa-Arda. Ozan-Mesut da takım dışı. G.Saray’ın as orta alanı Taylan-Pulgar-Emre. Sonradan giren Berkan… Dönem başında toplam 17 milyon Euro bonservis ödenerek Morutan, Cicaldau, Berkan, Barış alınmış. Bu maçta dördü de kulübedeydi mesela. Yunus’u Adana’ya kiralayıp 4 milyona Morutan’ı alırsan, Emre Akbaba’yı Alanya’ya kiralayıp 4 milyona Berkan’ı alırsan, Okan’ı kiralayıp İsmail’e kalırsan şu an bulunduğun pozisyon olağan.
MEHMET ARSLAN: AĞZIYLA KUŞ TUTSA BiLE OLMAZ
Domenec Torrent ile Galatasaray taraftarının yıldızı hiç barışmadı. Doku uyuşmazlığı yaşanıyor. Bu açıdan bakıldığında ağzıyla kuş tutsa Torrent’in Galatasaray’da talihi yok. Kelamlarına gelirsek. Yanlış mı? Söylediği her şey hakikat. Tüm kulüpler ortasında en büyük kriz Galatasaray’da yaşanıyor. Bu türlü bir ortamda suçlanabilecek son adam Torrent. Kelamları gerçek lakin söz ediş biçimi tartışılabilir.
4- Torrent’in, “Geldiğimizde kulüp büsbütün boştu. Analist yoktu, yangından mal kaçırır gibi!” kelamları büyük yankı yarattı. Terim’in amaç alındığı bu kelamları nasıl değerlendiriyorsunuz?
MEHMET ARSLAN: GÜNAH KEÇiSi OLDU
Bu grubun bu hale gelmesinde en büyük hisse sahipleri Burak Elmas ve Fatih Terim’dir. Domenec Torrent sarı kırmızılıların günah keçisi oldu. Burak Elmas zati vazifesi bırakıyor. O bedeli bu türlü ödedi. Fatih Terim ise misyondan alınarak suçlamalardan kurtuldu. Geriye yalnızca Torrent kaldı. Nasılsa yabancı ve gidici. Onun sayesinde yetersiz ve yaşlı futbolcu kümesi da kurtuldu. Harcamayı diğeri yaptı, faturayı İspanyol hoca ödedi.
UĞUR MELEKE: F.BAHÇE’DE DE YAŞANMIŞTI
Yanlış hatırlamıyorsam, emsal bir absürtlük Fenerbahçe’de de yaşanmamış mıydı? Phillip Cocu misyona geldiğinde de Aykut Kocaman’ın takımının bilgileri yok ettiği savı konuşulmamış mıydı? Yüz milyonlarca dolarlık olduğunu tez ettiğimiz, yere göğe koyamadığımız büyük kulüplerin maalesef idare kalitesi bu. Domenec Torrent’in asla yeterli bir teknik adam performansı gösterdiğini düşünmüyorum, muhakkak ki bu hocanın içinden bir Jupp Derwall ya da Mircea Lucescu çıkmayacak. Lakin kestirim ediyorum ki geldiğinden beri ona sağlıklı bir çalışma ortamı sağlanamamasında birtakım odakların rolü vardır.
GÜNTEKiN ONAY: BU DAVRANIŞI ETiK DEĞiL
Teknik adamların birbirlerini gaye almaları etik değil. Ayrıyeten Torrent bu ekiple 17 maça çıktı ve oynattığı futbolda bir arpa uzunluğu ilerleme yok. Birinci geldiği günlerde sorunlu bir grupla karşılaştığı hakikat fakat o meseleleri da çözemedi.
5- Beşiktaş, geriye düştüğü maçta Kayserispor’u ikinci devrede bulduğu gollerle geçti. Valerien İsmael’in 5 maçta 8 puanlık serisi sizce başarılı mı? Beşiktaş güzel yolda mı?
MEHMET ARSLAN: ASIL İMTİHAN GELECEK SEZON
Valerien İsmael asıl imtihanı yeni dönemde verecek. Onun en büyük avantajı grubu ve ülkeyi tanıma bahtı elde ettiği bu mühlet olacak. Yeni dönemde asıl zorluk başlayacak. Kadrodan ayrılanlar ve katılacaklarla oluşturacağı yeni bir kadro onu bekliyor. Gerçekte neler yapabileceğini de o vakit görebileceğiz. Ben açıkçası İsmael’in başarılı olacağı hissini taşıyorum. Lakin en büyük dezavantajı kulüp idaresi, taraftarlarının sabırsız tutumu ve günah keçisi yaratma kültürü olacak. Beşiktaş sabrederse kazanacak aksi halde hayal kırıklığı olur.
UĞUR MELEKE: BEŞiKTAŞ’I ÇOK DEĞiŞTiRDi
Beşiktaş geçmişle çok farklı bir futbol oynuyor ve bu oyunun benimsenmesi aşikâr ki vakit alacak. Şenol Güneş, Sergen Yalçın ve Lider Karaveli periyotlarında oyunun merkezi orta sahaydı. Daima pas serisi yakalamayı hedefleyen, domine eden, devamlı topu isteyen bir ekipten büsbütün direkt oyuna ve çabukluğa dayalı bir futbola geçildi İsmael’le. Valerien İsmael’in grubunda merkez oyuncusu olmak istemezdim zira orta saha yok üzere neredeyse. Büsbütün uzun toplarla oynuyor Beşiktaş! Karar vermek için şimdi erken. Bu oyunun oturup oturmayacağını izleyip göreceğiz.
GÜNTEKiN ONAY: B PLANI GELiŞTiRMESi ŞART
İsmael yeni bir formasyon ve değişik bir oyun anlayışını oturtmaya çalışıyor ve birtakım bölgelerde hâlâ arayışta. Artılar ve eksileri var. Bilhassa topa daha fazla sahip olduğu Giresun ile Kasımpaşa maçlarında gol bulamaması düşündürücü ve bu sorunu çözmesi lazım. Direkt oyun, tempolu oynamaya çalışan gruplara karşı geçerli. Ancak kapanan ve bozan rakiplere karşı da bir B planı kural.
6- Gerek ulusal kadro gerekse kulüpler bazında Edirne’yi geçince varlık gösteremediğimiz bir gerçek. Mevkisel olarak bakacak olursak; Türk futbolunun en zayıf noktaları hangileri?
UĞUR MELEKE: KALECiLERiMiZ iYi
Son devirde muadilimiz Avrupa ülkeleri içinde en fazla kaleci yetiştiren ülkelerden biri olmaya hakikat gidiyoruz. Altay Bayındır ve Uğurcan Çakır beş büyük ligin büyüklerine göz kırpıyorlar. Ersin Destanoğlu gelişiyor. Doğan Alemdar 6 haftadır Rennes’de birinci 11 oynuyor. Stoper havuzumuz da dar değil; Çağlar, Ozan, Merih, Kaan, Koray Günter dönemi beş büyük ligde tamamladılar. Yalnızca bölgesel bazda bakarsak son devirde gereğince santrfor ve kanat atakçısı çıkaramadığımızı söyleyebiliriz sanırım.
MEHMET ARSLAN: AYRIMA iNANMIYORUM
Böyle bir ayrıma inanmıyorum. Futbol bir temas ve sürat oyunu. En büyük zaafı bu noktada yaşıyoruz. Top oyunda kalmıyor, çok kolay bir faul atışı bile 1 dakikada yapılıyor. Oyun içinde resmen dinlenerek oynuyoruz. Hakemler çok kolay düdük çalıyor. Futbolcular, hakem, rakip ve seyirciyi kandırıyor. Saha içinde ahlaklı bir gayret verilmiyor. Teknik adamlar bir oyun planı üretmekten çok, yalnızca o anı ve ne olursa olsun puan almayı hedefliyor. Bu türlü bir futbol anlayışı da elbette lokal kalıyor ve ve Edirne’den geri dönüyor.
GÜNTEKiN ONAY: Gereğince ÇALIŞMIYORUZ
En zayıf noktamız; bizimkiler, Avrupalılar kadar çalışmıyor. Yoğunluk daha az, futbolcularımız çalışmayı sevmiyorlar ve ağır idmana alışık değiller. Bunun dışında konum bilgisi ve kollektif oyun konusunda da temel eksiklikler çok bariz.
